Dostluğu Müziğin Ruhuyla Kutlamak
Müzisyenlere hem bir ‘ensemble’ın parçası olma hem de solist olarak kendi yorumunu öne çıkarma fırsatı veren oda müziği konserleri, klasik müzik sevenlerin kalbinde de ayrı bir yere sahip. Her enstrümana ayrı ayrı odaklanabilmek, topluluk üyelerinin kendine has yorumunu duyabilmek apayrı bir keyif kaynağı.
İş Sanat’ın tüm sezonlarında kendine sık sık yer bulan oda müziği konserlerinden biri de 17 Nisan akşamı gerçekleşti. Ancak bu konserin bir başka özel yanı daha vardı. Cumhuriyet’imizin 100. yaşına girişiyle birlikte adım attığımız 2024 yılı, bazı devletlerle diplomatik ilişkilerimizin başlangıcının da 100. yaşını kutladığımız bir yıl. 17 Nisan akşamı, Türk-Macar Dostluk Anlaşması’nın 100. yıl dönümüne adanmış özel bir konsere İş Sanat sahnesinde tanık olma şansı bulduk.
Konserde hem Macar bestecilerden Türk bestecilerine uzanan özel bir repertuara kulak verdik hem de bu özenle seçilmiş repertuarı Macar kökenli müzisyenlerden dinlemenin ayrıcalığını yaşadık. Kuruluşu 2010 yılına uzanan, Budapeşte Franz Liszt Akademisi kökenli seçkin müzisyenlerden oluşan Anima Musicæ Oda Orkestrası, başkemancı László G. Horváth’ın artistik direktörlüğünde sahnedeydi. İsmi “Müziğin Ruhu” anlamına gelen topluluk, bugüne dek Kristóf Baráti, James Galway, István Várdai ve Tamás Vásáry dahil çağımızın önde gelen müzisyenleriyle sık sık sahne almış, Leipzig Gewandhaus, Wiener Musikverein, Berlin Filarmoni gibi önemli salonlarda performans göstermiş.
Orkestra, konserin açılışını Hugo Wolf’un dinamik ve dans havasında Italian Serenade’i ile gerçekleştirdikten sonra sahneyi gecenin solisti, Hollanda-İrlanda kökenli keman sanatçısı Gwendolyn Masin aldı. Performanslarına Fransız besteci Camille Saint-Saëns imzalı Introduction and Rondo Capriccioso ile başlayan Masin, hem teknik gücünü hem de eserin duygusunu başarıyla aktaran bir yorum ortaya koydu. Ardından Macar besteci ve piyano virtüözü Franz Liszt’in Macar Rapsodisi No.2 Re minör, S. 359 “Lento a capriccio” ve Maurice Ravel’in çigan müziğinden esinlenerek yazdığı Çigan Rapsodisi M. 76’yı başarıyla seslendirdi. Performanslarının ardından dinleyicinin yoğun alkışlarıyla birlikte bis için yeniden sahne alan Gwendolyn Masin, bu kez W. A. Mozart’ın Rondo Alla Turca (Türk Marşı) eserini yorumladı.
İkinci bölümde Anima Musicæ Oda Orkestrası’ndan Antonín Dvořák’ın Yaylı Çalgılar için Serenad, Mi Majör, Op. 22 eserinin yanı sıra Béla Bartók’un 1915’te piyano için yazdığı Romen Halk Dansları’nı dinledik. Kökenini bugün Romanya sınırları dahilinde kalan ancak uzun yıllar Macaristan’ın bir parçası olmuş Transilvanya bölgesinden alan bu etkileyici Bartók eserini dinlemek bana her zaman mutluluk vermiştir. Her biri farklı halk danslarını temsil eden 6 bölümden oluşan ve farklı enstrümanlara uyarlanmış birçok yorumu da bulunan eseri, Anima Musicæ Oda Orkestrası “Müziğin Ruhu” anlamına gelen isimlerinin hakkını veren, coşkulu ve dinamik bir yorumla seslendirdi.
Orkestra bis için yeniden sahne aldığında, Türkiye’de çağdaş çoksesli müziğin en önemli bestecilerinden Ahmet Adnan Saygun’un Oda Konçertosu, III. Animato bölümünü seslendirerek geceye çok şık bir nokta koydu. Bartók’un Anadolu’da gerçekleştirdiği geziye eşlik etmiş ve Türk Halk Müziği ile ilgili yaptığı çalışmaları değerlendirdiği bir kitabı da bulunan Saygun, Macar-Türk dostluğunu onurlandıran bu konser için seçilebilecek en anlamlı isimlerden biriydi. Başkemancı László G. Horváth’ın “bu değerli eseri en iyi şekilde yorumlamaya çalışacağız” diyerek mütevazı sunuşuyla birlikte gerçekleştirdikleri yorum, İş Sanat dinleyicisi tarafından yoğun alkışlarla karşılandı.
Müziğin evrensel diliyle farklı kültürlerin aynı gecede buluştuğu nice konserlere ve Türk-Macar Dostluk Anlaşması’nın nice yıl dönümlerine tanık olmak dileğiyle.